Karaca: KARACA: Rengi karaya yakın, esmer; Avrupa ve Asya’nın ılıman bölgelerinde yaşayan kısa ve çatallı boynuzlu bir memeli hayvan.
Karanfil: Kokulu bir çiçek.
Kardelen: Kar kalkmadan çiçek açan süs bitkisi.
Karmen: Parlak kırmızı.
Kayra: Yüksek tutulan ya da sayılan birinden gelen iyilik; Tanrıdan geldiğine inanılan iyilik; İhsan, lütuf.
Kerime: Cömert. Ulu,büyük. Kız çocuk.
Kevser: Cennette bulunduğuna inanılan su.
Kıvanç: Sevinç
Kıvılcım: Yanmakta olan bir maddeden sıçrayan küçük ateş parçası.
Kızıltan: Kızıl renk almış tan.
Kösem: Sürünün önünden giden,yol gösteren koç. Cildi temiz,pürüzsüz.
Kuğu: Beyaz tüylü bir su kuşu.
Kumru: Sevgilisine düşkünlüğüyle bilinen güvercin benzeri bir kuş.
Kumsal: Kumla örtülü deniz kıyısı.
L Harfi
Toplam isim: 16
Laçin: 1. Bir cins şahin. 2. Sarp, yalçın. 3. Şiddetli.
Lale: Çan biçiminde bir çiçek.
Lalehan: Lalelerin sultanı.
Lalezar: Lale yetiştirilen yer,lale bahçesi.
Lamia: Parlayan, parlak.
Latife: Yumuşak, hoş, güzel, nazik, Güldüren güzel söz, şaka.
Lara: Su perisi
Leman: Parlama, parıltı.
Lemis: Dokunma, elleme.
Lerzan: Titreyen, titrek.
Leyan: Parlayan,parlayıcı, Konfor, Lüks hayat.
Leyla: Saçları gece gibi simsiyah olan kadın; Çok karanlık gecede görülen ışık.
Leylifer: Gece ışığı.
Lila: Açık eflatun.
Linet: Sürgün.
Lizge: Çiçek tomurcuğu
M Harfi
Toplam isim: 48
Macide: Şan ve şeref sahibi
Mahire: Hünerli, becerikli.
Mahperi: Güzeller güzeli.
Maide: Üzerinde yemekler bulunan sofra; Yemek, ziyafet.
Makbule: Alınan, kabul olunan, beğenilen
Manolya: Bir süs bitkisi.
Maral: Dişi geyik.
Mavisu: Deniz.
Mayıs: Bir Bahar ayı.
Mebruke: Kutlu kadın (“mübarek kelimesinin dişisi”).
Mediha: Övülen, beğenilen, sevilen kadın.
Medine: 1- Arabistan’da, Hz. Muhammed’in kabrinin bulunduğu, hacıların Mekke’den sonra ziyaret ettikleri şehir.
Mehir: Ay parçası.
Mehpare: Ay parçası gibi güzel.
Mehtap: Ay ışığı, dolunay.
Mehveş: Ay gibi güzel kadın.
Melda: İnce ve taze bedenli.
Melek: Tanrı katında bulunan ruhani varlıkların her biri; Pek güzel, yumuşak huylu ve masum (mecazi).
Meliha: Güzel, şirin, sevimli.
Melike: Kadın hükümdar, padişah eşi.
Melis: Bal, Bal arısı.
Melisa: Oğul otu.
Meltem: Yazın karadan denize doğru esen yel.
Menekşe: Mor beyaz renkli, kokulu, yuvarlak yapraklı bir çiçek.
Meral: Dişi geyik, ceylan.
Mercan: deniz dibine ağaç gibi kök salarak büyüyen, hayvan gibi duyguya sahip, kırmızı renkli, kalker iskeletli bir canlı türü.
Merve: Mekke’de Safa dağının karşısındaki kırmızı renkli tepenin adı.
Meryem: İsa peygamberin annesinin adı.
Merze: İsa peygamberin annesinin adı.
Meva: Sığınılacak yer, yurt, mesken.
Mevsim: 1-Yılın güneşin hareketine göre ortaya çıkan dört bölümünden her biri. 2-Dağlamak suretiyle damga vurmak. 3-Belirli vakit, hengâm, dönem 4-Bazı hava olaylarının yoğun olarak göründüğü zaman
Seda: Ses; Doğa veya bir engele çarpıp geri dönen ses, yankı.
Sedef: Midye ve istiridye gibi deniz hayvanlarının kabuğunda bulunan pırıltılı, beyaz, sert bir madde; Bu maddeden yapılmış veya bu madde ile süslenmiş.
Seden: Uyanık, tetikte; Gözü açık olmak.
Segah: Doğu müziğinin makamlarından.
Seher: Tan ağartısı.
Sel: Taşkın su.
Selda: Bir söğüt cinsi.
Selen: Haber, Müjde.
Selin: Gür akan su.
Selinti: Ufak sel.
Selis: Akıcı söz.
Selma: Barış içinde, huzur, erinç.
Selmin: Barış ve sevgi duygusuyla dolu olan.
Selva: Amerika’da Amazon, Afrika’da Nijer ırmakları gibi ekvator bölgesinde büyük suların geçtiği havzalarda bulunan geniş ve balta girmemiş ormanlara verilen ad.
Sena: Övmek, methetmek; Şimşek parıltısı; Yücelik, yükseklik; Aydınlık; Bir ot adı.
Senahan: Metheden, alkışlayan, öven.
Senar: Yar, aşık, seven insan.
Senay: Ay gibi güzelsin.
Senem: Kars dolaylarında kadın ve erkeklerin karşılıklı olarak oynadıkları bir halk dansı; Arapça’da put; Arapça’da kendine tapılacak kadar güzel olan kadın, sevgili, güzel.
Sera: Varlıklı olmak, zengin olmak; Şarkı söyleyen; Yer, toprak; Ok yapımında kullanılan bir ağaç.
Serap: Çorak yerlerde, çölde, sıcak ve ışığın etkisiyle, ileride, yakında ya da ufukta su veya yeşillik var gibi görünmesi olayı.
Seray: Ay gibi güzel.
Seren: Gemi direği.
Serpil: Gelişmek, büyümek.
Serpin: Yağmur.
Serra: Rahatlık, kolaylık.
Sertab: İnatçı anlamında.
Seval: Severek al anlamında.
Sevda: Vurgunluk, tutkunluk, aşk; Heves, arzu, kuvvetli istek.
Sevdem: Sevginin en son demi.
Seven: Bir başkasına sevgi duyan.
Sevgi: İnsanı bir şeye ya da bir kişiye karşı yakın ilgi ve bağlılık göstermeye yönelten duygu.
Sevgül: Gül gibi sevilen.
Sevil: Her zaman sevilen biri ol.
Sevim: Sevmek eylemi; Bir kişi ya da bir şeyde bulunan o kişi ya da şeyi başkalarına sevdiren özellik.
Sevinç: İstenilen şeyin olmasıyla duyulan coşku.
Sevtap: Tapılacak kadar çok sevilen.
Seylan: Sel, akma, akış.
Seyyal: Akıcı, akışkan.
Sezen: Hisseden, sezgili.
Sezgi: Sezmek eyleminden sezgi; Sezme yeteneği.
Sezin: Sezinleme işi, sezme. Duygulu,anlayışlı.
Sibel: Henüz yere düşmemiş yağmur damlası (Fransızca “si belle”: öylesine güzel anlamında).
Sıla: Bir süre ayrı kaldığı bir yere veya yakınlarına kavuşmak; Doğup büyüdüğü ve özlediği yer; Bahşiş, hediye; Bağ.
Sim: Gümüş gibi parlak ve beyaz.
Sima: Yüz, çehre.
Simge: Anlamı olan harf, bitki gibi işaretler.
Simirina: İzmir’in eski adı. Aynı zamanda Amazon savaşçılarının kraliçesinin adı.
Simla: Gökteki parlak yıldız. Karlarla kaplı.
Sinem: Yüreğim, çok sevdiğim.
Sitare: Yıldız.
Soley: Fransızca’da güneş
Soneda: Nazlı olmaması temenni edilen.
Songüz: Kasım ayının halk arasındaki adı.
Sonyaz: Sonbahar.
Su: Canlıların yaşaması için en gerekli olan kokusu, rengi olmayan sıvı.
Süheyla: Yumuşak ve iyi huylu,mütevazı kadın.
Sumru: Bir şeyin yüksek yeri, tepesi.
Suna: Boylu, poslu, yakışıklı. Yaban ördeği.
Sündüs: Ham ipek, ipekli.
Surperi: Peri güzeli.
Süsen: Nisan-Haziran dönemlerinde açan güzel kokulu bir çiçek.